11 Temmuz 2018 Çarşamba

UYDURUK MUCİZELER VE NURCU MANTIK

Bilimde geri kalmış olmanın verdiği aşağılık kompleksiyle Kuran’a zoraki bilimsellik yüklemeye çalışanların bakış açısını anlatmak içindir bu yazı.
Öncelikle şunu belirtelimki Kuran a zorla bilimsellik görünümü vermek isteme olayı,kendi özgü bir mantık yürütme şeklinin ürünüdür.Bu mantıgın adına NURCU MANTIK deniliyor.Nedir bu nurcu mantık?
NURCU MANTIK=Aya ilk gidildiği Dünyada ilk defa duyurulmaya başladıgı dönemlerde Nurcu taife önce şöyle bir çıkış yaptı=AY NURDUR ONUN İÇİN HİÇ BİR İNSAN GİDEMEZ.BU BİR GAVUR YALANIDIR diyorlardı.
Ama daha sonra hem Dünya toplumları hem de Türkiye toplumu Ay a gidilmiştir diye kabul etmeye başlayınca,bu sefer aynı Nurcu taife şunu demeye başladılar=AYA NASIL GİDECEKLERİNİ KURAN'A BAKARAK ÖĞRENDİLER.KURAN A BAKIP GİTTİLER.YOKSA GİDEMEZLERDİ.KURAN BİLİME YOL GÖSTERİYOR.
Ama eskiden bu mantık sadece Nurcular da yaygındı.Günümüzdeyse bütün müslümanlar da aynı sendrom var ve bu Nurcu Mantık bütün müslümanlara yayıldı.
Şimdi Gelelim KURAN A BİLİMSELLİK YÜKLEMEK İÇİN KULLANDIKLARI AYETLERE:
1-DEMİR İN UZAYDA Kİ YILDIZLARDA NASIL OLUŞTUGUNU KURAN ÖNCEDEN BİLDİRMİŞMİDİR?
”Ve DEMİRİ DE indirdik.Onda insan için kullanışlılık ve saglamlık vardır=HADİD 25”
Diyorlar ki Demir uzayda yıldızlardaki bir takım hareketlerle ve tepkimelerle oluşur.Demiri indirdik diyen Kuran,bunu haber veriyor.Muhammed bunu 1400 yıl önce nereden biliyordu?
Yeryüzünde Kuran ı en az anlayanlar müslümanlardır.Kuran ın genel mantıgından habersiz olan biri ancak demirle ilgili olan ayeti böyle acemice yorumlayabilir.
Çünkü,Kuran SADECE DEMİR İÇİN İNDİRDİK KELİMESİNİ KULLANMAZ.İnsanın kullandıgı her şey için İNDİRDİK kelimesini kullanır.
”Allah sizin için 4 AYAKLI HAYVANLAR İNDİRDİ=ZUMER 6”
İndirdi kelimesinden eğer YILDIZLARDA YAPILDI lafını anlıyorsanız,o zaman gökten indiği söylenen bütün bu hayvanlar da uzayda süper nova patlamalarıyla oluşmuş olmalı.Bu hayvanlar da yıldızlar da mı yapılıp dünyaya indirildi?
”Allah ın size GÖKTEN İNDİRDİĞİ YİYECEKLERin bir kısmını kendinize haram kılmayın=YUNUS 59”
Umarım yiyeceklerde yıldız patlamalarıyla uzayda üretilmemiştirler?
Yiyecekler ve Hayvanlar nasıl insanın hizmetine verildiyse,demir de aynı şekilde insanlıgın hizmetine verildiği için hepsine birden SİZİN İÇİN GÖKTEN İNDİRDİK deniliyor.Yani ayetlerdeki SİZE DEMİRİ,HAYVANLARI VE YİYECEKLERİ İNDİRDİK gibi sözler,kullanımınıza sunduk,bahşettik anlamında kullanılıyor.Yoksa nasıl üretildikleriyle ya da süpernova patlamalarıyla ilgili ayetler değil bunlar.
Ayrıca Müslümanların kendi tefsirlerinde bile bu ayetlerde İNDİRİLDİ DERKEN ALLAH KATINDAN BAHŞEDİLDİ,ALLAH TARAFINDAN SİZE SUNULDU anlamının kastedildiği gayet açıkça yazıyor.Nasıl yapıldıgı değil,insanlıga hediye edilmesinin önemi vurgulanıyor.
2-KURAN DÜNYA NIN DÖNDÜĞÜNÜ ÖNCEDEN BİLDİRMİŞMİDİR?
”Ve sabit gördüğünüz daglar bulutlar gibi geçip giderler=NEML 88-”
Bu ayetten Dünya nın dönmekte oldugunu anlıyorlar.Yani yerkabugu nun üstündeki daglar yer kabugu ile birlikte mantonun üzerinde dönüyor anlamına geliyormuş bu ayet.Oysa gene Kuran ın genel mantıgından ve diğer ayetlerden bagımsız düşünmekteler.
Oysa bu ayet in ne anlattıgı çok açıktır ve basitçe anlaşılabilir.DAĞLARIN EBEDİYEN BÖYLE SARSILMADAN KENDİ YERLERİNDE KALACAKLARINI SANMAYIN.KIYAMET GÜNÜ YERLERİNDEN SÖKÜLÜP HAVAYA FIRLATILACAKLAR VE BULUT GİBİ UÇUP GİDECEKLER.Hatta diğer ayetler bunu daha da açık izah ediyorlar:
”Yeryüzüne SABİT DAGLAR YERLEŞTİRDİK=HİCR 19”
”Ve o gün geldimi DAGLAR HAVAYA ATILMIŞ koyun yünü gibi olacaklar=KARİA 5”
”Sana dagların durumunu soruyorlar:de ki,rabbim DAGLARI UFALAYIP HAVADA SAVURACAK=TAHA 105”

Yani dağları sağlam ve sabit yaptı.AMA O GÜN DAGLARIN SAGLAMLIGI VE SABİTLİĞİ de işe yaramayacak.Yerlerinden sökülüp bulut gibi atılacaklar.Rüzgarın savurup götürdüğü bulutlar gibi dağlarda gözümüzün önünden savrulup gideceklerdir.
3-KURAN DENİZLERİN BİRBİRİNE KARIŞMADIGINI ÖNCEDEN SÖYLEMİŞMİDİR?
Kaptan Kusto Cebeli Tarık Bogazında Atlas Okyanusu ile Akdeniz in sularının birbirine karışmadıgını keşfetti.Karışmama sebebi Akdeniz ile Atlas Okyanusu nun sularının tuzluluk oranlarının farklı olmasıydı.Kusto bunu 20.yüzyılda keşfetti.Kuran bunu 1400 yıl önce nasıl bilmiştir?
Öncelikle Kuran iki farklı deniz birbirine karışmaz derken;DENİZLERDEN BİRİNİN SUYU TATLIDIR,İÇMESİ GÜZELDİR,DİĞER DENİZİN SUYU ACIDIR VE İÇİLEMEZ(FATIR  12”) demektedir.
Ama Kusto nun buldugu yerde,yani Cebeli Tarık bogazında her iki deniz de tuzlu ve içilmezdir.Hem Atlas Okyanusu nun suyu,hem de Akdeniz in suyu tuzlu ve içilemezdir.Birinin tuz oranı daha az,ama ikisi de tuzlu.
İkincisi,Hindistan da Allahabat nehri ve ganj nehrinde sularının denize döküldüğü nokta da tatlı nehir suyu ile tuzlu deniz suyu birbirine karışmıyor ve Hintliler bunu binlerce yıldır biliyorlar.Dünya nın pek çok yerinde bu böyledir ve Amazon nehrinin yerlileri bile bunu biliyorlar.Kusto da zaten bunu onlardan duymuştu ve bu bilinen olay Cebeli Tarıkta da varmı diye gidip orada da kontrol etti.Kusto bunu ilk ben buldum demiyor zaten.Binlerce yıldır her yerde bilinen bir olayın,Okyanus ve Denizlerin buluşma noktalarında da olup olmadıgını merak ettim diyor.İşte hepsi bu.
Muhammed in zamanında ki Araplar da bunu biliyorlardı zaten.Şu şekilde biliyorlardı=tatlı olan denizin suyunu içiyorlar ve zevk alıyorlar.tuzlu olanını ise suyunu acı buluyorlar ve içemiyorlar.Suların karışmadıgını böyle anlıyorlar.
Zaten ayetler de birini içtebildiğiniz,diğerini içemediğiniz şu iki deniz varya diye başlıyorlar.
”Ve iki denizi birbiri üstüne saldı.Biri TATLIDIR diğeri TUZLUDUR.Arada engel var karışmazlar=FURKAN 53”
”Tatlı olandan içersiniz ama tuzlu olandan içemezsiniz.Böylece bu iki deniz bir değildir.Üzerlerinde gemiler yüzdürürsünüz ve balık tutarsınız=FATIR 12”

Ama hem o devirdeki Araplar,hem de Muhammet arada bir perde,görünmez bir perde oldugu için karışmadıgını söylüyorlar.Oysa böyle bir perde yoktur.Olsaydı denizaltılar geçemezdi.Balıkların geçmemesini Araplar perdeye baglamışlardır.
NOT:Bütün bu hayali bilimsellik uydurmalarına sebep olan şey;batı bilimi karşısında aşağılık kompleksine kapılmış olmalarıdır.Batı bilimi karşısında geri kalmışlık ve eziklik hissetmeselerdi,bu gibi çakma bilimsel mucizeler uydurma gereği duymayacaklardı.